Mavi Lotus’un Hikayesi
Doğanın güzellikleri sınır tanımaz ve hiç umulmayan mucizeleriyle hiç umulmayan yerlerde karşımıza çıkar. İşte mavi lotus da doğanın mucizelerinden belki de en güzeli.
Mavi lotusu eşsiz kılan özelliği içinde bulunduğu doğası ve oluşumudur. Nil nehrinin çamurlu toprağı, yer yer durgun suları ve bataklıkları insanlar için sadece çeşitli böceklerin yuvası olarak değerlendirilebilir.
Oysa mavi lotus o bataklığın içinde doğar.
Bataklığın dibinde yaşamını sürdüren bitki, adeta pusuda bekler gibi bekler ışığın gelmesini. Yüzeyde çamurun aralanmasıyla içeriye süzülen güneş ışığını yakalar ve hızlıca büyümek için müthiş bir atılım gösterir. Tomurcuğu yüzeye doğru ilerlerken kapalıdır, içine ışığı hapsetmiştir ve yüzeye ulaşır. Temiz havaya kavuşur. Üzerine güneş ışınları vurduğunda hızlı bir şekilde açar. Yapraklarının sahip olduğu muhteşem mekanizma sayesinde üzerinde tek bir toz dahi barındırmaz. Her daim temiz kalır çünkü kendini yağmur ve çiğ damlalarıyla temizler.
Çiçeğin bu evrimini gözlemleyen Eski Mısırlılar bu çiçeğe Güneş, yaratılış ve yeniden doğuş anlamını yüklediler.
Mavi lotusun doğuşu çevresindeki tüm yaşamlarla aynı ortamda gerçekleşir; aynı toprak ve aynı su.
Ama o; saf niyeti ve amacı sayesinde, tüm bu sınırları aşarak “Hakikat”e ulaşır.
İşte her biriniz aslında bir mavi lotussunuz. Işığı içine hapsetmiş ve yeniden doğmayı bekleyen…
…ve şimdi sıra sizde kendi “Hakikat”inize ulaşmak için…
Yeniden doğmak için