Yazıma Portekiz’de bir kafenin duvarında bulunan aşağıdaki şiir ile başlamak istiyorum.
Bankada bir hesap sahibi olduğunu düşün,
Hesabına her sabah 86.400 dolar para yatırılıyor,
Fakat bu paranın hepsini akşama kadar harcamak zorundasın,
Ertesi güne aktarılamaz.
Paranı kullansan da kullanmasan da
Hesap her akşam sıfırlanıyor.
Ne yaparsın?
Tabii ki, hepsini harcamaya çalışırsın;
Hepimiz, zaman adlı bu bankanın müşterileriyiz;
Her sabah 86400 saniyeye sahip oluyoruz;
Ertesi güne aktarılamaz.
Her sabah hesabımız dolar,
Her akşam boşalır.
Geri dönüş yok,
Saniyelerini şu anı yaşayarak harca,
En iyisi bunlarla iyi bir yatırım yap.
Mutluluk, sağlık ve başarı için.
Zaman kaçıyor.
Her gün için en iyisini yap.
Bir senenin değerini anlamak için, sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için, trenini kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için, olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.
Her anını değerlendir, her dakikanı çok özel biriyle paylaş.
Zamanına ortak edebileceğin kadar özel biriyle.
Unutma, zaman hiç kimse için durmaz.
Geçmiş zaman tarih, gelecek zaman gizemli,
Şu an ise sana verilen gerçek bir armağandır.
Kendinizi hiç sorguladınız mı; en çok geçmişle ilgili hesaplaşmalar mı yaşarsınız yoksa gelecekle ilgili kaygılar mı taşırsınız? Geçmişle ilgili yaşanmışlıklarınız mı yükünüzdür, yoksa geleceğin belirsiz olması mı?
Peki ya bugün nerededir? Şu an, tam da bu yazıyı okuduğunuz an mesela, nerede? Yoksa kaçtı mı?
O kadar farkında değilizdir ki an’ın, anahtarları nereye koyduğumuzu unuturuz, ne kadar yediğimizin farkına varamayız, arkadaşlarımızla konuşurken söylediklerini duymayız, çocuğunuzun size ihtiyacı varken onu hayal kırıklığına uğratırız.
Oysa geçmiş yaşandı ve bitti. Öyle veya böyle bitti. Yok artık. Geri döndürülemez.
Keşkeler, … olsaydı … olabilirdimler, olmalıydılar, vahlar, tühler bize zamanı geriye döndürebiliyor mu? Sonuçları değiştirebiliyor mu? Ya da bundan sonra olayın gidişatını, seyrini değiştirebiliyor mu?
Bu noktada parantez açıyorum evet değiştiriyor ama negatif yönde. Çünkü tüm odağımız negatifte olmaya başlıyor ve sanki bir bataklığın içine çekilmeye başlıyoruz. Senaryolar, olmayan olaylar, kafamızın içinde susmayan sesler, bedensel tepkiler oluşmaya başlıyor.
NLP ‘de varsayımlardan biri “Değişmek ya da acı çekmek, bu bir seçimdir. Bir seçenek seçeneksizlikten iyidir” der. Fiili olarak gerçekleşen olaylar aslında hayatımızın sadece %10’unu oluşturur. Geriye kalan %90’ı ise bizim bu olaylara yüklediğimiz anlam, gösterdiğimiz tepki ya da bu durumla ne yaptığımızdır. Gerçekleşen negatif olaylara odaklanmamız ve tekrar tekrar yaşamamız bizi sadece bir çıkmazın içine sürükler. Hem kullandığımız dili hem fizyolojimizi etkiler.
Geçmiş ancak bana bugünümü daha doğru yaşayabilmem için bir öğretmen olabilir. Geçmişteki tecrübelerimden ne öğrendim? Bu olay benim hayatıma, bana neyi göstermek için girdi? Ben acaba neyi farklı yapmış olsaydım, farklı sonuç alabilirdim?
Peki ya gelecek. Var olmayan, henüz olmamış olan, yaşanmamış olan ve her an değişmeye müsait. Onlarca bazen yüzlerce olasılık var değil mi? Ve bu olasılıklar arasından olasılık beğenip, bunu düşünmeye hatta yaşamaya başlamak. Henüz “gerçekte” var olmayanı, oldurmaya çalışmak… Böyle söyleyince kulağa tuhaf geliyor değil mi?
Geleceğim bugünümü nasıl değerlendirdiğime bağlı değil midir? Eğer an’ın da sorun varsa o gelecek de, artık senin için sadece ulaşamayacağın bir hayal olacak.
Oysa elimizdeki tek hazine şu an’ımız. Bu an ile ne yaptığımız.
Eğer zihninizde bir kaygı, korku ve senaryolar oluştuysa, bu karanlık düşünceleri o an fark edin, peşine takılmayın ve o an’a geri dönmek için nefesinize odaklanın. Karın nefesi alın bir bebek gibi. Fark edin aldığınız nefesin burnunuzun içinden geçerken ki temasını, karnınızın maksimum şiştiği noktayı. Nefes verirken aldığınız ve verdiğiniz nefesin farkını fark edin. Zaman içinde, tekrar tekrar deneyimledikçe, değişiminizi fark edeceksiniz.